31 Mayıs 2020 Pazar

Renk

Fesleğenler diyorum
Çok ilgi çekmiyor
Abartısı yok süsü yok
Yemyeşil duruyor orada öylece
Bir çiçekçiye gittiğinde
Güllere sümbüllere bakarsın öyle değil mi ?
Rengarenk açmış sen dokunmadan kokusunu burnuna dolan,
Saksısında şen olan,
Albenisinden renkler saçan çiçeklere.
Kim ne yapsın yeşil duran fesleğeni
Dokunulmadan hissedilmeyen kokusunu
Kim ne yapsın ?
Baktığında gördüğün renkleri
Fesleğene dokunduğunda görürsün
İlgiyle okşarsın yapraklarını
Ellerine nazende bir koku bırakır
İşte o zaman rengini içine çekersin
Belki mavi çekersin içine belki sarı belkide pembe,
Mutlaka bir renkle doldurur içini.
Onun çiçeği senin düşündür,düşündükleridir.
Ne diye çekersin onu içine
Çektiklerinde kalmak istersin bir daha bırakmak istemezcesine.


30 Mayıs 2020 Cumartesi

Mum

“Seni cehennem bir hasretle öperim.” Diyor Arif adam ...
Nasıl bir hasrettir ki tanımı cehennem olur.
Siz hiç hasreti cehennem olan birine denk geldiniz mi?
Ben denk geldim mi bilmiyorum doğrusu
Çünkü içimde yanan kırk mumdan biri bile sönmedi daha
O kırk mum bir cehennem ateşi eder mi bilmiyorum ama ben hala kül olmadım
Belki de birinin üflemesini bekliyorumdur yada üfleyebilmesini.
Düşünüyorum sonra mumlar söndükten  sonra da bu dünya böyle döner mi diye
Yarım ay ışığında oturmuşum işte bu düzeni düşünüyorum
Fazla düşünmemek lazım diyorum sonra ..
Ateşin bir zaman sonra yakmadığını onunla yaşamaya alıştıktan sonra öğreniyor insan
Ciğerinizi yakan cehennem ateşlerinden değil
İçinizi ısıtan sevda ateşinden nasibinizi alın.

8 Mayıs 2020 Cuma

Taşkent

Kaldırım kenarında açan çiçek misali
Seçemiyoruz hayatın neresinde ikamet edeceğimizi
Kimin kalbine merhaba deyip kime veda edeceğimizi
Ya biri üstümüze basıp geçecek
Ya da taşla çevirecek etrafımızı
Öyleyse kim olacak bu biri ?

Kimsenin ekmediği bir tohumdan
Umut Umut sıkışmış taşların arasından
Gri bir kente filizlendi
Amacı belki de biraz olsun renk getirmekti
 Budur işte kaldırım kenarındaki çiçeğin kaderi
Belki de hayatında hiç kalbine dokunulmamış
Kimsesiz hissetmiş dört duvara sıkışmış insanların kaderi gibi .

4 Mayıs 2020 Pazartesi

Yol

Dünya büyülü bir yer değil yakınlaştıkça uzaklaşıyoruz
Birbirine dokunan dallar misali dokundukça çürüyoruz
Benim adım karlı dağdaki tomurcuk
Seninse kırık daldaki çiçek
Neresinden baksan eksik,
Neresine dokunsan az.
Gideceğin yolu bilirsin
Yol önündedir fakat sen o yolun
Gidişinde misin ? Dönüşünde mi?




1 Mayıs 2020 Cuma

Fikrim Yok

Ne demiş şair '' Nesinden tutsam dünyanın kopmuş gidiyor güzel gün görmeye canım vadem yetmiyor '' Sahi güzel günler görüyor muyuz ? Görecek miyiz ? Veyahut gördük mü ?
Şükretmek ve bağışlanmak adına hep güzel günleri diliyorum... Kaygılarımız var daima ilerisi için planlarımız var gelecek için düşünceler çemberi sarmış beynimizi yörüngesinde dönüp duruyoruz.
Neden hep yaşadıklarımızı düşünmek yerine yaşayacaklarımızı düşünüyoruz korku mu bunun adı veya kaygı mı ? Benim fikrim yok uzun uzun bakıyorum göğe cevap bekliyor gibi ne o konuşuyor ne ben. Biz suskunluğa konuşuyoruz suskunlukta bir konuşma biçimidir. Susarken konuşmak en sevdiğin yemeği yemek gibidir neresinden başlayacağını ya da nasıl yiyeceğini çok iyi bilirsin tat alırsın işler ilmek ilmek midene yüzünde doygunluk hissi basınca hafif bir gülümseme bir teşekkür edası...İşte susarak konuşmakta tıpkı böyledir neresinden başlasam nasıl anlatsam diye düşündürmez zaten seni anlıyorsa nereden başlarsan başla anlar bu sefer ilmek ilmek işler ruhuna anlaşıldığın an ise yüzünde hafif bir gülümseme bir teşekkür edası...  

                                                                                                Güzel günler görmek dileğiyle :)